Kategoriler
Popüler KonularYaşam RehberiAstrolojiKariyer TavsiyeleriKişisel GelişimZenginler ve FakirlerSite TanıtımlarıKaranlık İnternet GerçekleriNe? Nedir? Nasıl?Kadim Gizli BilgilerMeditasyon ve OlumlamalarDualarSpiritüalizmSpiritüel Rüya TabirleriYurt Dışında EğitimYZ ile Para Kazanma RehberiBilgisayar ve Güvenlik

Karanlık Web’de Kurulmuş Sanal Mezarlıklar, Gerçek Kayıp Kişilerle Dolu

Dark Web’in çoğu zaman yasa dışı içeriklerle anıldığı doğrudur. Ancak bazı yerleri vardır ki ne bir şey satılır, ne alınır, ne de iletişim kurulur. Sadece sessizlik vardır. Dijital mezarlıklar… ama oyun ya da sanat projesi değil. Gerçek kayıpların, bir daha geri dönemeyen insanların verisel yankılarının gömüldüğü yerler. Tor üzerinde gizli kalmış, sanal mezarlık siteleri, görünüşte basit ama içine girildiğinde tarifsiz bir ağırlık taşıyan platformlardır.

Buradaki her sayfa bir insanın adını taşımaz. Çünkü çoğu kimliği belirsizdir. Sayfada ne doğum tarihi vardır ne ölüm tarihi. Sadece bir takma ad, bir görsel, ya da sayfa kaynağında gömülü birkaç sembolik veri: bir GPS noktası, bir kelime, ya da bir sayı dizisi. Ama her biri gerçek bir kayboluşa işaret eder.

İlk Keşifler: Bir Sayfa Açılıyor, Sonra Donuyorsun

2019 yılında “voidgrave66onion” adresli bir .onion sitesinde karşılaşılan ilk sanal mezarlıkta yalnızca şu vardı:

[ENTRY 44A]  
last seen: 17.04.2016  
last signal: 03:16 UTC  
note: didn’t say goodbye.  

Bu yazının altına tıklanacak hiçbir şey konmamıştı. Ama kaynak koduna girildiğinde 3 koordinat verisi vardı. Bu koordinatlar, gerçekte kayıp ilanı verilmiş bireylerin son görüldükleri noktaları işaret ediyordu. Ve bu sadece bir tanesiydi. Siteyi kurcaladıkça yüzlerce benzer “gömü” sayfası bulundu. Her biri farklı, ama ortak olan tek şey vardı: kayboluş ve hatırlama ihtiyacı.

Bu Mezarlıklar Neden Dark Web'de?

Yüzey internet “görünmek” üzerine kuruludur. Ama Dark Web’in doğası “görülmemek”tir. İşte bu sanal mezarlıklar, tam da bu felsefeye uygundur. Onlar görünmek istemez. Sadece var olmak ister. Bazen bir defter satırında, bazen bir MP3 dosyasının içine gömülmüş bir farewell.txt olarak yer alırlar.

Ve bu sitelerin hiçbiri arama motorları tarafından indekslenmez. Çünkü siteler aktif değil, “pasif yaşayan” yapılar olarak tasarlanmıştır. Statik HTML sayfalar, JavaScript’siz çalışır. Ziyaretçi geldiğinde bile log tutmaz. Bu, bir anıt gibi sessiz ve bağlamsızdır.

Sitede Ne Bulunur? Ne Eksiktir?

Bu tür sitelerde genellikle şu yapıdadır:

  • Anonim ID – genellikle rastgele bir sayı veya harf kombinasyonu
  • Son sinyal tarihi – kaydın sisteme işlendiği tarih
  • Boş bir alan – çoğu zaman “sessizlik” olarak adlandırılır
  • Gömülü katmanlar – sayfa kaynaklarında koordinatlar, eski mesaj logları veya kısa ses kayıtları

Ancak hiçbir açıklama yapılmaz. Kimse kaybın nedenini anlatmaz. Bu, bir tür anonim hatırlama ritüelidir.

Veriler Gerçekten Kime Ait?

İşte burası soru işaretleriyle dolu. Siber dedektifler ve gazeteciler bazı kayıtları incelemiş, Tor mezarlıklarında bulunan birkaç koordinatın gerçek kayıp kişilerin dosyalarıyla eşleştiğini doğrulamıştır. Özellikle bazı kayıpların aileleri, bu sayfalardaki kelimeleri kendi yakınlarının son konuşmalarına benzetmiştir.

Örneğin Entry #88’de şu satır bulunuyordu:

“Bana o gece gökyüzü çok yakın geldi. Gitmek istemedim ama yürüdüm. Adım adım. Adım adım.”

Ve bu söz, 2012 yılında kaybolan bir genç kızın telefon mesajında da geçiyordu. Ama aile bu sayfayı asla oluşturmadığını iddia etti.

Sistem Üzerinden Mezarlık mı, Bir Bilinç Arşivi mi?

Bazı teorilere göre bu siteler kolektif bilinçten süzülen bir veri tabanı olabilir. Yani insanlar tarafından değil, makineler tarafından toplanmış kayboluş kayıtlarıdır. Sosyal medya, kayıp ilanları, e-posta trafiği, sinyal analizleri gibi kaynaklardan beslenen yapay zeka sistemleri, bu verileri duygusal ve tarihsel bağlamlarla birleştirerek dijital anıtlar oluşturuyor olabilir.

Bu teoriye göre site sahipleri yoktur. Sayfalar da insan yazımı değildir. Onlar, sessizliğin dijital bir simülasyonudur.

Bir Mezarlıkta Dua Yerine... Bekleyen Kodlar

Sayfa kaynaklarında çoğu zaman küçük satır içi betikler bulunur:


 

Ya da şu şekilde:


Bunlar sayfa görünümünde yer almaz. Ama fark edilince... o sessizliğin bir dili olduğu anlaşılır.

Gidenlerin Arkasından Yazılmayan Notlar

Bu mezarlıklarda ilginç olan şey, yas tutmanın olmamasıdır. Duygu yoktur. Sessizlik bile soğuktur. Sanki bir şeyler bitmemiştir. Hâlâ açık bırakılmış bir pencere gibi durur her sayfa. Bazılarında metin değil, sadece aşağı kaydıkça kararan bir sayfa vardır. Ve en dipte tek satır:

“Buradaydım. Ama kimse fark etmedi.”

Kimse Ziyaret Etmiyor, Ama Silinmiyor da

Bu mezarlık siteleri ilginç bir şekilde asla kapanmıyor. Sunucuları gizli, sahipleri bilinmiyor. Ama yıllardır aktifler. Kimse reklamını yapmıyor, paylaşmıyor, kullanmıyor. Ama hâlâ çalışıyorlar. Sanki birileri ziyaret ediyormuş gibi. Ya da belki... kayıpların kendileri hâlâ aktif.

Yankı Yerine Sessizlik

Bu sitelere giren bazı kullanıcılar, sayfadan çıktıktan sonra birkaç dakika boyunca konuşmak istemediklerini söylüyor. Sebebi bilinmiyor. Belki içerik yüzünden. Belki sadece boşluk yüzünden. Ya da belki... sessizlikte yankılanan bir şey var.

“Her şey sustuğunda, sadece gidenler konuşur.”