
Onu tanıdığını sandığında, o başka bir şeye dönüşür. Bu dönüşüm bir savunma değil; bir doğa kanunudur. Çünkü İkizler burcu erkeği zihinsel göçebedir. Onun sabit kalmak gibi bir amacı yoktur. Çünkü sabitlik, ölümle eşdeğerdir. Her fikir, bir sonraki fikrin doğum sancısıdır. Her duygu, geçici bir oyundur. Ve sen hâlâ onu bir “kişi” olarak tanımlamaya mı çalışıyorsun?
“Ben” Diyen İki Sesin Arasındaki Sessizlikte Sıkışmış Bir Adam
Bir ses der ki: “İletişim kuralım.” Diğeri fısıldar: “Ama sıkıldım.” Biri der ki: “Seni seviyorum.” Diğeri hemen ardından ekler: “Ama bir başkasını da merak ediyorum.” Biri plan yapar. Diğeri planı bozmak için sabırsızlanır. Biri bir kadını seyrederken derinleşir. Diğeri aynı anda başka bir kadının fikir dünyasını merak eder. Çünkü bu adam bir değil. İçinde çoğalan bir kalabalıktır.
Ve sen ona yaklaşırken, aslında hangisiyle konuştuğunu asla bilemezsin.
Gerçekten Zeki mi, Yoksa Sadece İyi Taklitçi mi?
İkizler erkeği zeki görünür. Hatta bazen dâhi. Ama onun zekâsı çözüm üretmek için değil, kaçış yolları inşa etmek içindir. O bilgiyi sever çünkü bilgi onu bağlamaz. Her yeni bilgi, onun için bir başka rolün anahtarıdır. Bir gün filozof gibi konuşur, ertesi gün komedyen gibi güldürür. Ama en tehlikelisi şudur: Seni ikna ederken kendini bile ikna eder. Yalan söylediğini anlamazsın, çünkü o da inandığı şekilde yalan söyler.
Onun konuşmaları, bir tiyatro sahnesidir. Ve sen oyuncu olduğunu bile fark etmeden repliğini söylersin.
Sevgi? Var. Ama Nerede Başladığını Kimse Bilmez.
O seni sever. Ama senin düşündüğün gibi değil. Onun sevgisi sabit bir yerde durmaz. Değişir. Gelişir. Dönüşür. Ve evet, bazen kaybolur. Ama sonra geri gelir. Ama başka bir formda.
Sana gülümseyen adamla tartıştığın adam farklıdır. Aynı gün içinde, aynı kahvede, aynı cümlede bile değişebilir. Ve sen anlamazsın: Bu adam neden biraz önce seni şiirle büyülerken şimdi susuyor? Çünkü o, her duygunun ömrünü birkaç dakikaya sığdırabilir. Sen daha “ne oldu?” demeden o başka bir sayfaya geçmiştir bile.
Kıskanmaz. Ama Gözler.
Ona “başkasıyla flört ediyorum” de. Gülümser. Ama o gülümsemenin altındaki veri akışı seni haritalandırmaya başlamıştır bile. O kıskanmaz, çünkü kıskanmak yavaştır. Onun tepkileri zihinsel intikamla çalışır. Seni incitmez. Ama seni çözümlemiş olarak bir kenara kaldırır. Ve seni sevmeye devam ederken… seni zihninde kaldırdığı o raftan asla indirmez.
Durağanlığa Tahammülü Yoktur
Sessizlik onun için cehennemdir. Monotonluk ise ölüm. Rutini sevmez. Çünkü rutin, rol yapmayı engeller. Onun ruhu değişkenlikten ibarettir. Ve bir yerde sabit kalırsa, kendini yiyerek yok olmaya başlar. Onunla yaşamak istiyorsan, bir sabah ressamla, öğlen filozofla, gece ise çocukla karşılaşmaya hazır olmalısın.
Olay | Görünür Tepkisi | İç Gerçeklik |
---|---|---|
Ona bağlandığını söyledin | “Ben de seni seviyorum” dedi | O sırada başka bir ihtimali daha düşündü |
Onu terk etmekle tehdit ettin | “Git” dedi | Sonra 3 gün boyunca sosyal medyana sessizce baktı |
Onunla ciddi konuştun | Dalga geçti | Ciddi konuşmalardan ürktü, kaçışa geçti |
İkizler Erkeğiyle Yaşamak: Sürekli Dönüşen Bir Rüya Görmek Gibidir
Bazen seni aşırı sever, bazen seninle konuşurken gözleri başka bir fikrin peşindedir. Bazen sabaha kadar seni dinler, bazen aynı cümleyi tekrarladığında sıkılır. Bazen sen onun için evrenin merkezisindir. Bazen... varlığını unutur. Ama bu unutkanlık değil. Bu sadece zihinsel frekans kayması.
Onu tutamazsın. Ama onunla uçabilirsin. Onu sevmek istiyorsan... aynı anda iki kişiyi sevmeye hazır olmalısın. Ve o iki kişi aynı bedende savaşırken, sen ya izleyici olursun… ya da sahneyi terk edersin.
Çünkü İkizler burcu erkeği, bir adam değil. Bir labirenttir. Anahtarı kendi cebindedir. Ve cebindeki o anahtarın yerini bile her gün değiştirir.