Herkes Allah’ın seni nasıl gördüğünü merak eder. Ama asıl sorulması gereken şudur: Allah’ın seni görmediği anlarda sen kim oluyorsun? Ya da daha doğrusu: O’nun ışığının ulaşmadığını sandığın karanlıkta, sen neye dönüşüyorsun?
“Görülmeyen” Taraf: Ruhun Arka Sokakları
Her insanın bir “görünür hali” vardır: sosyal yüzü, ibadet eden tarafı, cümleleri seçilmiş hâli… Bir de görünmeyen: Sessiz öfkeler, bastırılmış arzular, saklanan kırgınlıklar, diline düşmeyen yalanlar… Ve çoğu zaman insan, Allah’tan değil, kendi gözünden saklanır.
Bu yazı, işte o görünmeyen halinle barışmak için. Çünkü asıl huzur, Tanrı’nın seni gördüğü yerde değil; O’nun görmediğini sandığın yerlerde başlar.
O Gözün Ulaşmadığı Boşluklar
Zannedersin ki Tanrı hep gökyüzünden bakar. Ama bazı günler, sen O’na bakmazsın. Ve O da susar. O susunca, içindeki karanlık konuşmaya başlar. İşte o karanlığa sor bakalım:
“Beni görmeyenin kim olduğunu sandım?”
“Ve ben ne zaman kendimden kaçtım?”
Zikir bu noktada başlar. Sadece Allah’ı anmak değil; Kendinin senden gizlediği tarafı da duymaya başlamakla.
Zikrin Yapısı: Kutsal Olanla Gölgenin El Sıkışması
Bu zikir ne bir tesbih sayısı içerir ne de yüksek ses. Bu, içten içe yankılanan bir “itiraf zikri”dir. Ruhun sana söyleyemediklerini Allah’a fısıldadığın anda oluşur.
Barışma Zikri (İçsel Okunuş)
Ey beni her an gören, ama görmekten vazgeçtiğinde bile içimde olan,
Görmediğini sandığım yanımla geldim sana.
Karanlık huylarımla, unuttuğum niyetlerle, gülmediğim dualarla…
Ben şimdi karanlığımı sana göstermiyorum.
Ben karanlığımı kendime açıyorum.
Çünkü sen beni gördüğünde utandım.
Ama kendimi gördüğümde sustum.
Bu zikir sana değil; içimde unuttuğum o çocuğa.
Gizli kalmış utancıma, örtülen arzuma…
Ben onlarla savaşmak değil, barışmak istiyorum.
Ey her şeyin ötesindeki sessizlik,
İçimdeki gürültüyü al.
Ben sana tertemiz değil, gerçek halimle geliyorum.
Görülmeyenle Barışmanın İşaretleri
Bu zikri düzenli yapmaya başladığında bazı şeyler değişmeye başlar. Ama değişim dışarıdan değil; içeriden içeriye işler. Şunları hissettiğinde, bil ki barış başlamıştır:
İşaret | Anlamı |
---|---|
Artık kendini savunmuyorsun | Çünkü kabul başlıyor |
Başkasının seni anlaması şart değil | Çünkü sen kendini duymaya başladın |
Eskiden seni utandıran yanlarını kabulleniyorsun | Çünkü orada hâlâ Allah’ın izniyle dönüşüm var |
Allah’ın Baktığı Yer Değil, Baktığını Zannettiğin Yerde Değişim Başlar
Sen Allah’tan gizlediğini sandığın şeylerle aslında kendini cezalandırırsın. Ama Allah, senden senin gizlediklerine bile merhametle bakar. Çünkü O, senin sustuğun yerde duyar. Unuttuğun yerde korur. Ve en önemlisi: Sen kendinden vazgeçtiğinde bile vazgeçmez.
O yüzden bu zikir, Tanrı’ya bir teslimiyet değil… Kendine geri dönüş törenidir. Ve bu tören başlar, Sen kendinin “görmediğin halini” fark ettiğinde.