Modern çağın yeni kahramanı artık bir şey inşa eden değil, inşa ediyormuş gibi görünen kişi. Ortada elle tutulur tek bir şey yok ama LinkedIn profilinde “Growth Architect, System Builder, Scale Hacker” yazıyor. Şirket yok, çalışan yok, ama “SaaS founder & system thinker” yazdığı için hepimiz ona saygı duyuyoruz. Nasıl mı yapıyorlar? Hadi seni de o dünyaya alalım.
1. “Framework” Kelimesiyle Başla
Ne yaptığını sormasınlar istiyorsan, kavram üret. Örnek: “Ben Decision-Matrix tabanlı bir operasyonel framework oluşturuyorum.”
Kimse ne dediğini anlamayacak ama kimse sormaya da cesaret edemeyecek. Çünkü “framework” kelimesi geçen biri, asla sorgulanmaz.
2. Notion’da 5 Sayfa Karalama = MVP
Gerçek ürün yerine sanki sistem kuruyormuşsun gibi bir doküman hazırla. Notion, Trello veya Miro... Hiç fark etmez. 3 renkli kutu, 4 tane ok çiz.
Sonra bunu şöyle sun:
“Kurumsal dönüşüm süreçleri için ölçeklenebilir, katmanlı bir içerik dağıtım sistemi tasarlıyoruz.”
Aslında yaptığın şey: 3 kutuyu birbirine okla bağlamak.
3. Kullandığın Terimlerle Zihin Kontrolü Sağla
Artık proje değil, “modüler çözüm”. İş değil, “mekanizma”. Plan değil, “growth playbook”. Kimse sana somut ne yaptığını sormasın diye abstrakt kelime dağarcığına sahip ol.
Gerçek | Yüksekten Uçan Alternatif |
---|---|
Sunum hazırladım | Bilgi akış senaryosu modelledim |
Bir fikir sundum | Stratejik yaklaşımlı çözüm geliştirdim |
Dosya paylaştım | Katmanlı bilgi mimarisi aktardım |
4. LinkedIn’de Haftada 1 “Felsefi” Post At
İçerik üretmiyorsan, içerik üreten biri gibi davran. Yazıya şöyle başla:
“Bugün 06.45’te uyandım. Kafamda bir soru vardı: Sistem nedir?”
Ve sonra “Sistem aslında biziz” gibi muğlak ama cool bir şey yaz. Altına birkaç emoji koyma sakın. Ciddiyetini bozarsın.
5. Birkaç Kişiye Mentorluk Yap (Evet, Ücretsiz)
Henüz sistemin çalışmıyor olabilir ama başkalarına yol gösteriyormuş gibi davranarak otorite oluşturabilirsin. “Danışmanlık veriyorum” demene gerek yok. Sadece birine mail at:
“İstersen bu süreçte sana sistemini kurarken koçluk edebilirim.”
O kişiden gelen bir teşekkür mesajını LinkedIn’de paylaştığında, insanlar seni sistem kuran bir üst akıl zannedecek. Halbuki daha ne sistem var ne kurgu.
6. Hiç Olmayan Şeyi Sürekli Geliştiriyormuş Gibi Anlat
Ürün yoksa sorun değil. “Ürünü geliştiriyoruz” de. Hatta şöyle bir güncelleme at:
“Son kullanıcı deneyimi açısından kritik bir pivot geçirdik. Sistemimizi daha sade ama daha derin bir akışa oturttuk.”
O pivot dediğin şey aslında menüyü sağdan sola alman bile olabilir. Ama olsun, sen sistemdesin. Sistem seni affeder.
7. Bir Ekran Görüntüsü, Bir Kaşif Havası
Herhangi bir uygulamadan bir ekran görüntüsü al. Üzerine 2 ok çiz. Altına yaz:
“Bu ekran, kullanıcılarımızın ilk temasta yaşadığı sezgisel tepkiyi optimize ettiğimiz arayüz.”
İnsanlar o ekranın ne işe yaradığını sormayacak. Sadece "vay be" diyecekler. Sistemi gösterme, gösteriyormuş gibi yap.
Sistem Kuruculuğu = Algı Kuruculuğu
Gerçekle yüzleşelim. Bugün birçok girişimci sistem kurduğunu söylese de, ortada sistem değil, sunum slaytları var. Ama önemli olan da bu zaten:
- Gerçek bir şey üretmeden, gerçekmiş gibi görünmek
- Çok iş yapmak yerine, “çok iş yapılıyormuş gibi” bir evren yaratmak
- Ve sonunda yatırımcıyı bile ikna etmek
Sen de Yapabilirsin!
Eğer gerçekten iş yapmaktan yorulduysan ama hâlâ “aktif bir vizyoner” gibi görünmek istiyorsan bu strateji tam senlik. Unutma:
Sistem kurmak, bazen sistem varmış gibi davranarak başlar.
Ve sistem kurulana kadar sen sadece poz verir, algıyı yönetirsin. Gerisi... zaten kimse kontrol etmiyor. ;)