Onu ilk gördüğünde duruşuna hayran kalırsın. Çünkü bir mekâna girdiğinde sadece dikkat çekmez; enerji değiştirir. Aslan kadını öyle bir varlıktır ki, çevresindeki ortam onun varlığına göre biçim alır. Ama burada en büyük yanılgı başlar: Bu ışıltının onun gerçeği olduğu sanılır. Oysa ışık sadece görüntüdür. Gerçek Aslan kadını, görünmeyen bir tahtta oturur. Ve o taht; zaferden, yalnızlıktan, sorumluluktan ve kırılganlıktan örülmüştür.
İlgi İstemez, İlgiye Alışmıştır
Sanılanın aksine Aslan kadını sürekli onay peşinde koşmaz. O sadece kendini ortaya koyar ve gelen ilgiyi kabul eder. Ama bu ilgi onun için bir ödül değil, doğal sonuçtur. Çünkü Aslan kadını doğası gereği merkezi temsil eder. Bu merkezcilik ego değil, bir pozisyonun getirdiği enerjisel ağırlıktır. Onu merkezden uzak tutmaya çalışmak, sistemin dengesini bozar. O yalnızca yerine geçer. Çünkü yer zaten onundur.
Gücün Arkasındaki Kırılgan Merkez
Aslan kadını güçlüdür, evet. Ama bu güç dışarıdan göründüğü gibi mutlak değildir. Aslında onun içindeki merkez, sürekli korunması gereken bir cam kubbedir. Ve bu yüzden bazı tepkileri abartılı görünür. Çünkü her saldırıyı kişiliğine değil, saltanatına yapılmış bir tehdit olarak algılar.
Sen sadece "biraz sert konuştun" sanırsın. Ama onun iç dünyasında bu, kraliçeye saygısızlık gibi yankılanır. Çünkü Aslan kadını kişisel sınırları değil; egemenlik alanını savunur. Ve bu alan kırıldığında, içindeki kadın değil; içindeki krallık sistemi sarsılır.
Sevgi Onun İçin Takas Değil, Sunumdur
Aslan kadını birini severse bu, bir lütuf değildir. Bir ritüeldir. Sevgisini verirken dikkatli ol. Çünkü o sadece kalbini değil; prestijini de sunar. O ilişkiye sadece ruhunu değil, imajını, zamanını, duruşunu koyar. Ve eğer onun sevgisine karşılık sıradan bir bağlılık verirsen, seninle işini bitirir.
Ona göre aşk bir yüceliktir. Ve karşısındaki insan bu yüceliğe layık değilse, ne kadar iyi niyetli olursa olsun onun gözünden düşer. Çünkü Aslan kadını sadece sevilmek istemez. Hayranlık duyulmak, takdir edilmek, kutsanmak ister. Bu bir kapris değil; bir enerji takasıdır.
Hayran Olmak Yetmez, Güçlü Olmalısın
Çoğu insan onun ihtişamına hayran olur ama çok azı onunla kalabilir. Çünkü Aslan kadını yanındaki kişinin de güçlü olmasını ister. Gölgesinde ezileni değil, onunla birlikte parlayanı seçer. Güçsüzlükle gelen sevgi ona tıkanıklık yaratır. Çünkü o birlikte büyümek, birlikte parlamak ister. Onunla birlikte olmak; kendi ışığını da taşımayı gerektirir.
Ve bu yüzden Aslan kadınının ilişkileri uzun vadede ancak güçlü bireylerle sürer. Zayıf olanlar, onun güneşi karşısında erir. Ve güneş, hiçbir zaman suçlu değildir. Sadece ışıktır.
Yalnızlığı Seçmez, Ama Yalnız Kalır
Aslan kadını tek başına kalmaktan korkmaz. Ama yalnızlığı onun seçimi değildir. Çoğu zaman bu bir sonuçtur. Çünkü onun büyüklüğü, çok az insanın taşıyabileceği bir ağırlıktır. Onu sadece dışarıdan izleyenler alkışlar. Ama yakına gelenler, bu ihtişamın sorumluluğunu taşıyamaz. Ve bir süre sonra geri çekilirler.
Bu yüzden Aslan kadını hayatında birçok kez yalnız kalır. Ama bu yalnızlığı dramatik değildir. Onun yalnızlığı kraliçesiz kalan bir taht salonu gibidir. Sessiz, güçlü, dokunaklı.
İhaneti Affeder Mi?
Hayır. Aslan kadını ihaneti unutmaz. Çünkü bu onun egosuna değil, sadakat sistemine yapılmış bir saldırıdır. Ve sadakat onun için duygusal değil; varoluşsal bir anlaşmadır. Sadakati sarsan birini hayatında tutamaz. Ve çıkarırken acımaz. Çünkü o, her şeyden önce saygının sürdürücüsüdür.
Ne Zaman Gerçekten Güler?
Aslan kadını çok güler. Sosyal, neşeli, enerjik. Ama gerçek gülümsemesini çok az kişi görür. Çünkü o içten güldüğünde maskesi düşer. Ve maskesiz bir Aslan kadını, görünmemesi gereken kırılgan tarafını açığa çıkarır. Bu yüzden gerçek gülüşü, kutsal kabul ettiği anlarda ortaya çıkar. Belki çocukken güldüğü gibi. Belki sevdiği insana gülerken. Ama o gülüş görülürse, o kişi onun sistemine çoktan girmiştir demektir.
Gerçekten Kimdir?
Aslan kadını bir kadından fazlasıdır. O, bir sistemi temsil eder. Işığı, karizmayı, gücü, korumayı, adaleti, zarafeti ve liderliği aynı bedende taşır. Ama aynı zamanda kırılgan, yalnız, sürekli güçlü kalmak zorunda hisseden bir varlıktır.
Onu tanımak istiyorsan sadece ışığına değil, gölgesine de bak. Çünkü orada gerçek kadını görürsün. Ve o gölgede bir kez oturursan, bir daha sıradan ışıklarda duramazsın.