Kategoriler
Popüler KonularYaşam RehberiAstrolojiKariyer TavsiyeleriKişisel GelişimZenginler ve FakirlerSite TanıtımlarıKaranlık İnternet GerçekleriNe? Nedir? Nasıl?Kadim Gizli BilgilerMeditasyon ve OlumlamalarDualarSpiritüalizmSpiritüel Rüya TabirleriYurt Dışında EğitimYZ ile Para Kazanma RehberiBilgisayar ve Güvenlik

Görmediğinle Görüşmenin Anatomisi, Psişik Yetenekler ve Duyular Ötesi Algının Sessiz Fısıltısı

Görmediğinle Görüşmenin Anatomisi, Psişik Yetenekler ve Duyular Ötesi Algının Sessiz Fısıltısı

Bazı şeyler duyulmaz. Bazı şeyler anlaşılmaz. Bazı şeyler sadece hissedilir. Ve işin garibi, en gerçek olan da budur.

Senin beş duyun var denildi. Onlarla sınırlı yaşadın. Ama bu, gerçeğin kaçta kaçıydı? Duyular ötesi algı denen şey, evrendeki kara delik gibi: Göremiyorsun ama etkisini hissediyorsun. Ve belki de sen, kendi zihninin en karanlık merkezine kör bir gözle bakıyorsun.

Duyuların Ötesi: Bu Gerçek mi, Yoksa Sen mi Fazla Düşünüyorsun?

Bazı insanlar vardır. Odaya girer girmez seni çözmüş gibidir. Henüz konuşmadın ama o senin hakkında bir şeyler biliyor gibidir. Kimi zaman aynı anda aynı şeyi söylersin yakın bir dostunla. Kimi zaman biri seni aramadan önce hissedersin. Bunlar tesadüf müdür? Yoksa bir algoritmanın dışına çıkmaya çalışan bilinç kalıntıları mı?

Telepati, Prekognisyon, Retrokognisyon, Psikometri...

Her biri akademide bir kenara itilmiş ama tarihin her yerinde iz bırakmış kavramlar.

  • Telepati: Zihinler arasında düşünce aktarımı. Ama kelimesiz. Ama görünmez. Ama etki bırakır şekilde.
  • Prekognisyon: Henüz olmamış bir şeyi hissetmek. Zaman çizgisinin dışına taşmak. Bir tür zaman sızıntısı mı?
  • Retrokognisyon: Olmuş ama unutulmuş bir şeyi sezmek. Hafıza dışı bir hatırlama hali.
  • Psikometri: Bir nesneye dokunarak geçmişe dair bilgi almak. Maddenin hafızası var mı? Olabilir mi?

Hiçbir üniversite bu dersleri zorunlu kılmaz. Çünkü bu bilgi özgürdür. Ve özgür bilgi, sistem için tehlikedir.

Bir Varsayım: Evrende Tüm Bilgiler Aynı Anda Mevcutsa?

Bilgi zamanla ilerlemiyorsa, zaman da bilgiye bağlı değilse, senin duyuların neden zaman çizgisine bağlı? Neden ancak baktığında görüyorsun? Neden ancak duyduğunda anlıyorsun? Ya tüm veriler zaten beynine aktarılıyorsa, ama sen onları duyu filtresinden geçirebildiğin kadar alıyorsan?

Bu durumda psişik yetenek bir anomali değil, filtre kırılması olurdu. Yani hatalı değil... belki fazla doğru bir algı düzeyi.

Askeri Projelerde Psişik Denemeler

1970'lerde ABD'nin "Stargate Project" adıyla yürüttüğü psişik casusluk projelerini duydun mu? Uzak bir ülkedeki askeri tesisin planlarını, bir odada oturup "gözlemeden" çizmeye çalışan denekler vardı. Bazıları başardı. Ve sonra dosyalar kapatıldı. Çünkü kontrol edilemeyen bilgi, kabul edilemezdi.

Ruslar da benzer şeyler yaptı. Sadece sessiz kaldılar. Ve belki de hala devam ediyorlar.

Zihin Anteni: Beynin Asıl İşlevi Sadece Düşünmek mi?

Belki de beynin bir yayıncı değil, alıcıdır. Radyo dalgaları gibi, bilinç frekansları da vardır. Sen sadece doğru frekansa ayarlandığında, olmayanı hissedersin.

O yüzden bazıları daha çok görür. Bazıları daha çok korkar. Bazılarıysa hiçbir şey fark etmez.

Hissettiklerin sana ait değilse? Ya sen aslında bir başkasının düşüncesinin yankısını duyuyorsan? İçindeki sesin gerçekten "sen" olduğundan emin misin?

Çocuklukta Açık, Sonra Kapanan Kapılar

Birçok çocuk hayali arkadaşlar görür. Oyun oynarken biriyle konuşur. Ve büyüdükçe bu "yetenek" kaybolur. Ya kaybolmazsa? Ya sadece susturulursa? Ya okul, sistem, toplum ve düzen bu frekansı baskıladıysa?

Çünkü psişik bir zihin kontrolsüzdür. Kontrolsüz bilgi, sistemi bozar. Ve sistem bunu istemez.

Bilim Ne Diyor?

Bilim çoğu zaman "kanıt yok" der. Ama senin hissin vardır. Ve bazen his, veriden önce gelir.

Çünkü deney tasarımı, psişik frekansları yakalayacak duyarlılıkta değildir. Zihinsel senkronizasyon, deney laboratuvarında değil; travma anlarında, yüksek duygusal bağlarda ortaya çıkar. Ve laboratuvarlar steril yerlerdir. Ama bilinç, steril değildir.

Ya Bu Satırları da Zaten Daha Önce Okuduysan?

Ya beynin, bu yazıyı daha açmadan önce bazı parçalarını tahmin ettiyse? Ya bu yazıyı yazan ben değil de, hisseden sen olmuşsan?

Belki de şu an sadece hatırlıyorsun. İlk defa okuyor gibi değil, bir déjà vu hissiyle. Belki de zaman büküldü. Ya da zihin büküldü. Kim bilir?

Gözlerinin gördüğüne değil, içinden geçen ürpermelere dikkat et. Çünkü duyular ötesi algı, seni kandırmaz. Ama onu bastıran sistem kandırır.

Ve her insan, en az bir kez… Görmediği bir şeyi hatırlamıştır.