Kategoriler
Popüler KonularYaşam RehberiAstrolojiKariyer TavsiyeleriKişisel GelişimZenginler ve FakirlerSite TanıtımlarıKaranlık İnternet GerçekleriNe? Nedir? Nasıl?Kadim Gizli BilgilerMeditasyon ve OlumlamalarDualarSpiritüalizmSpiritüel Rüya TabirleriYurt Dışında EğitimYZ ile Para Kazanma RehberiBilgisayar ve Güvenlik

Deep Web’deki Sahte Mahkemeler ve (Karar Vericiler) Platformu

Görünmeyen bir internette, görünmeyen bir adalet sistemi kurulduğunu düşün. Ne resmi hakim var, ne de yasal prosedürler. Ama davalar açılıyor, deliller sunuluyor, şahitler dinleniyor — hatta infazlar bile planlanıyor. İşte bu yapı, Deep Web’in en az bilinen, ama en çok konuşulması gereken çarpık ağlarından biri: Sahte Mahkemeler ve “Karar Vericiler” Platformu. Görünen adıyla bir adalet mekanizması, gerçekte ise dijital gücün en manipülatif hali.

“Karar Vericiler” Nedir? Gerçekten Karar Verenler Kim?

Darknet forumlarının derinlerinde yalnızca şifreli erişimle ulaşılabilen bir sistem bulunuyor. Bazıları ona "Arbitratus", bazıları "Silent Judiciary" diyor. Ama içerideki işleyiş hep aynı: Kullanıcılar birbirlerini “dijital suçlarla” yargılıyor. Dava açmak için tek gereken şey, bir iddia. Belge zorunlu değil. Tanık isteğe bağlı. Ve kararlar bir grup anonim ‘Karar Verici’ tarafından veriliyor. Bu kişiler ne gerçek kimliklerini ifşa ediyor, ne de herhangi bir hukuk geçmişine sahip olduklarını ispat ediyor.

Peki sistem nasıl çalışıyor? Çok basit bir yapı gibi görünse de, içerideki algoritma oldukça karmaşık. Mahkemeye çıkarılan “sanık” genellikle bir darknet kullanıcısı, forum yöneticisi veya bazen yüzey webdeki bir fenomen. Dava başlığı, metin formatında bir sunumla yükleniyor. Ardından oylama başlıyor.

Yargı Süreci Nasıl İşliyor?

İçeriden sızdırılan bilgilere göre, bu platformda ortalama bir “yargı süreci” şöyle ilerliyor:

Aşama Tanım
Dava Açılışı Anonim bir kullanıcı, başka bir kullanıcıyı belirli bir “etik dışı” davranışla suçlar. Delil isteğe bağlıdır.
Kanıt Girişi Dosyalar, ekran görüntüleri, forum mesajları gibi veriler eklenir. Gerçekliği sorgulanmaz. Manipülasyon yaygındır.
Topluluk Tartışması Kullanıcılar, dava altında görüş bildirir. Lobi çalışmaları başlar. Kimileri tehdit alır.
Karar Vericiler Oylaması Seçili 5-9 kullanıcı, nihai kararı verir. Oybirliği gerekmez.
Ceza Uygulaması Ceza türüne göre; dijital ifşa, DDoS saldırısı, doxxing ya da fiziksel takip başlatılır.

Verilen Cezalar Gerçekten Uygulanıyor mu?

İşte burası en rahatsız edici bölüm. Bazı davaların sonunda “sanığın” kişisel bilgileri forumlarda paylaşılmış, bazı durumlarda bulunduğu ev adresine fiziksel tehdit gönderilmiş. Hatta bazı belgeler, bu mahkemelerin, kiralık hacker gruplarıyla anlaştığını gösteriyor. Karar ne olursa olsun, birileri onu uyguluyor.

Bu da bu platformları klasik adaletten ayırıyor. Çünkü burada kararın meşruiyeti değil, uygulanabilirliği önemli. Yani ‘haklı kim?’ sorusu değil, ‘kimin elinde güç var?’ sorusu geçerli. Gerçek adalet değil, dijital intikam.

Karar Vericiler Kimdir? Gerçek İnsan mı, Yapay Zekâ mı?

Platformun en büyük sırrı burası. İddialara göre karar verenler bir insan grubu değil, yapay zekâ ile desteklenen, "etik profil karşılaştırması" yapan bir sistem. Yani kararları, yorumları analiz eden bir AI, ön yargıları istatistiksel olarak hesaplayıp çoğunluğun vereceği kararı önden kestiriyor. Karar vericiler bunu sadece imzalıyor.

Eğer bu doğruysa, artık adalet değil; topluluk psikolojisinin dijital simülasyonu tarafından yönetiliyoruz demektir. Kararın kaynağı değil, istatistiği önemli oluyor.

Adalet mi, Simülasyon mu?

Bu mahkemeler, bir noktada felsefi bir soruya dönüşüyor: Bir grup bilinmeyen kişi (veya algoritma), başka birinin dijital hayatı üzerinde hüküm verebilir mi? Hukukun olmadığı bir yerde, ahlaki hüküm kimin tekelindedir? Buradaki her karar, kendi içinde bir meşruiyet simülasyonu taşıyor. Ama gerçek şu ki: Bu bir mahkeme değil, kontrol platformudur.

Gelecekte Bizi Ne Bekliyor?

Yüzeyde görünen internet, güvenli gibi görünüyor. Ama Deep Web'de bir yargı sistemi kurulmuşsa, bu sistem zamanla yeryüzüne sızacaktır. Belki bir gün sosyal medya hesapları için de böyle “karar odaları” kurulacak. O zaman kim karar verecek? İnsanlar mı, yoksa onları taklit eden, ama asla duygusal yük taşımayan algoritmalar mı?

Ve belki de bir gün, sen de bir davanın tarafı olacaksın. Haber bile verilmeden. Savunma hakkı tanınmadan. Ve tek bir ekran kararı gösterecek:

“Yargılandı. Karar verildi. Uygulama başlatıldı.”