“Aylık 300 dolara yaşanıyor”, “kira 100 dolar”, “3 öğün yemek 1.5 dolar!” Böyle başlıkları görünce heyecanlanıyorsan yalnız değilsin. Ama şunu bilmelisin:
Ucuzluk = İyilik değildir. Bazen ucuzluk = Tuzak olabilir.
İşte bu yazıda sana ucuz ülke seçerken dikkat etmen gereken 5 gizli ve çok kritik tehlikeyi anlatacağım. Çünkü bazı şeyler fiyat etiketine yazılmaz; ancak içine girince fark edilir.
1. Sağlık Sistemi Sürprizi: “Hasta Olma Lüksün Yok”
Çok ucuz olan ülkelerin %90’ında kamu sağlık sistemi ya yoktur, ya da yetersizdir. Basit bir grip bile günlerce sürebilir. Acil durumlarda özel hastane fiyatları ise uçabilir.
- Ambulans gelmeyebilir
- İlaçlar bulunmayabilir
- Doktor İngilizce bilmeyebilir
Çözüm: Gideceğin ülkeye göre mutlaka seyahat sağlık sigortası yaptır. 1 yıllık sigorta bazen sadece 100-150 dolara mal olur ama hayat kurtarır.
2. İnternet Hızı: Ucuz Ülkenin Gizli Cezası
Birçok ucuz ülke, dijital göçebeler için cazip gibi görünse de internet altyapısı çok zayıftır. YouTube açılmaz, Zoom kesilir, freelance işlerini yapamaz hale gelirsin.
- Gürcistan → Hızlı
- Laos → Yavaş
- Kamboçya → Dalgalı
- Nepal → Gündüz iyi, akşam çöküş
Çözüm: Gideceğin şehirdeki internet hızını nomadlist.com veya Speedtest Global Index’ten kontrol et. Mobil veri paketlerini öğren. Gerekirse yerel SIM’le yedekle.
3. Gizli Enflasyon: Ucuzken Pahalılaşan Ülkeler
Bazı ülkeler, “ucuz” olarak tanınır ama son birkaç yılda dijital göçebeler, turistler, YouTuber’lar sayesinde fiyatlar fırlamıştır.
Yani hâlâ bloglarda “300 dolara yaşanıyor” yazar ama sen gittiğinde evler 600 olmuş, noodle bile 4 dolara çıkmıştır.
Örnek:
- Bali (2018 → ucuz / 2025 → pahalı)
- Chiang Mai (ucuz kalmaya çalışıyor ama yükselişte)
- Medellín (artık Airbnb cenneti oldu)
Çözüm: Güncel fiyatlara Facebook gruplarından ya da Reddit üzerinden bakan birini bul. "2025 fiyatı ne durumda?" diye açıkça sor. Google vermez, yaşayan verir.
4. Yerel Kültürde Yabancı Olmak: “Sen Zengin, Onlar Fakir”
Ucuz ülkelere gittiğinde yerel halk sana “turist = para kaynağı” gibi bakabilir. Bazı yerlerde bu sadece kibarca pazarlıkla kalır… ama bazı yerlerde dolandırıcılık, cepçilik, fiyat üç katına çıkarma gibi durumlara dönüşebilir.
- “Türksün” deyince saygı görürsün bazı yerlerde (Azerbaycan, Gürcistan)
- Ama bazılarında fark etmez: “Yabancıysan varsıllsın” diye düşünülür
Çözüm: Gideceğin ülkenin kültürünü öğren. Giyimine, tavrına dikkat et. Yerelle karış, turist gibi davranma.
5. Vize & Kalış Süresi Tuzakları
“Vizesiz” diyerek gittiğin ülkede bazen 30 gün sonra çıkış yapman gerekebilir. Çıkmazsan ceza, hatta sınır dışı riski oluşur. Bazı ülkeler “kolay uzatma” der ama bürokrasi seni çatlatır.
- Tayland: 30 + 30 gün = 60 gün sonra çık-gir şart
- Karadağ: 90 gün → tekrar giriş için 180 gün beklemen gerekir
- Sırbistan: 90 gün kal, ama uzatma için ciddi belge ister
Çözüm: Gideceğin ülkenin “90/180 kuralı” var mı, kaç gün kalabilirsin, uzatma formu ne istiyor — hepsini önceden öğren. Göz göre göre yasa dışı kalma.
Ucuz Yaşam, Ucuz Bilgiyle Olmaz
Bir ülkenin ucuz olması güzeldir, ama sadece fiyatlara bakarsan gizli tuzaklara düşmen an meselesi olur. Unutma:
“Ucuz yaşamak ayrı, bilinçli yaşamak ayrı bir sanattır.”
Yola çıkmadan önce sadece valizini değil, bilgini de hazırlamalısın.
Çünkü bazen gerçek masraf, parayla değil pişmanlıkla ödenir.