Kategoriler
Popüler KonularYaşam RehberiAstrolojiKariyer TavsiyeleriKişisel GelişimZenginler ve FakirlerSite TanıtımlarıKaranlık İnternet GerçekleriNe? Nedir? Nasıl?Kadim Gizli BilgilerMeditasyon ve OlumlamalarDualarSpiritüalizmSpiritüel Rüya TabirleriYurt Dışında EğitimYZ ile Para Kazanma RehberiBilgisayar ve Güvenlik

Bir Çay Parasına Akşam Yemeği 2025’in En Ucuz Şehirleri

Bir yerde yaşıyorsun… Bir bardak çayın fiyatı 20 lira olmuş, o da kartla ödersen. Sonra bir şehre gidiyorsun — Aynı parayla akşam yemeği, tatlı ve belki bir de taze sıkılmış mango suyu içiyorsun.

Akıl bunu ilk reddeder. Ama dünya düz değil, ekonomi hiç değil. Bazı şehirlerde bir simit parasıyla üç öğün doyulur hâlâ. Ve bu yazı sana o şehirleri anlatmak için değil, dünya algını sorgulatmak için var.


1. Lahore – Pakistan

Sokakta yürürken biri sana dürüm uzatır. Alırsın. Kafanda soru: "Kaç para?" Adam gülümser: "10 rupi." Sen çevirirsin, hesap makinesi şaşırır: "Bu… bu 0.035 USD mi?" Yani yaklaşık 1 Türk lirası. Bir dürüm. İçinde tavuk, baharat, marul. Doyuyorsun. Ve midene sığmayan tek şey bu fiyat olur.

Lahore, 2025'te hâlâ zaman makinesine binmeden 2003 fiyatlarında yaşanan bir şehir. Market yok, manav yok, her şey sokakta. Ucuz değil, başka bir evren.


2. Vientiane – Laos

Sokak lambaları soluk. Hava ağır. Ama köşede bir tezgah: buharda pişen pilav, haşlanmış balık, yanında baharatlı çorba. Kaç para? 7.000 kip. Bugünkü kurla yaklaşık 12 Türk lirası. Ve bu menü doyurmak için değil, yaşamı kutlamak için hazırlanmış gibi.

Laos’un başkenti Vientiane, hala “para”yı ölçü birimi olarak değil, gereksiz bir yük olarak görenlerden.


3. Alexandria – Mısır

Deniz kıyısı… Balıkçı tekneleri… Bir kadın seni çağırıyor: "Gel, fasulye yersin." Ne fasulyesi bu? Kuru değil, yeşil değil… Ful medames. Üzerine susamlı tahin. Yanında sıcak pide. Bir porsiyon 5 EGP. Yani yaklaşık 4.5 TL. Ve yanında naneli ayran veriyor. İstesen çayı da getirir. Hesap? Yok. Zaten masanda oturman bile ödül gibi kabul edilir.


4. Battambang – Kamboçya

Burası sihirli değil. Gerçek. Ama gerçekliğin dozunu azaltman gerekebilir. Çünkü bir çay parasıyla neler alabileceğini gördüğünde sistem çöker. 2.000 KHR = 10 lira. Bir noodle çorbası, haşlanmış yumurta, kızarmış pilav. Bir masa, bir sandalye, bir lamba. Daha ne istersin?

Kamboçya’da hayat “ucuza” değil, “daha az hırpalayarak” yaşanır.


5. Chittagong – Bangladeş

Kalabalık. Gürültü. Korna. Ama arada bir fısıltı: "Paran yoksa da ye." Sokakta satılan pirinç+sebze menüsü 20 takka. Yani 5 TL bile değil. Ama porsiyon dev gibi. Çünkü burada kimse seni “ucuz” hissettirmez.

Bangladeş, para biriminde değil, kalp biriminde ölçülen ülkelerden biri. Yemek değil; kabul görmek yedirilir burada.


6. Pokhara – Nepal

Göl kıyısı. Sessizlik. Bir masaya oturuyorsun, karşında Himalayalar. Menü geliyor: Lentil soup (mercimek çorbası), pilav, patates yemeği. Fiyat: 90 rupi. Yaklaşık 7 TL.

Ve o anda anlarsın: Bazı şehirlerde yediğin şey yemek değil. Zihnine huzur yükleniyor. Ve hesabı öderken kendini borçlu hissediyorsun… Hayata.


7. Tabriz – İran

Bir çay ocağına girersin. İçeri duman dolu. Köşede yaşlı bir adam sana bakar ve sorar: “Sen Türk müsün?” “Evet.” “Yemek yedin mi?” Yemediysen, garsonu çağırır: Bir tabak etli pilav, üstüne yoğurt, yanında demli çay. Hesap? 2.000 tümen. Yaklaşık 10 lira.

İran’da “misafire para sorulmaz.” Bazı yemeklerin fiyatı yoktur çünkü anlamı vardır.


Sonra Aynaya Bakarsın…

Ve kendine şunu sorarsın:

Ben neden burada 40 liraya tost yiyorum?

Bir çay parasına akşam yemeği yiyebileceğin şehirler var hâlâ. Ama biz o şehirlerden değiliz. Onlar “daha az harcamak” değil, “daha az unutanlar” şehri.

Unutmadıkları şey: Yemek doymak içindir. Ve aç kalan sadece mide değil; insanın içidir bazen.

O yüzden bu şehirlerde yemek fiyat değil, bir davettir. Bir rüyadır. Ve belki de… bize unutturulan bir hatırlatma: Hayat, aslında daha ucuzdu. Biz pahalandık.